Ortaokulların 8'inci sınıf öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınav 4 Haziran’da yapıldı. 1 milyon 246 bin 429 adayın başvurduğu sınavın sonuçları 26 Haziran’da açıklanacak ve tercih dönemi başlayacak. Aylar süren yoğun ders çalışma maratonu sonrası öğrencilerin normal hayat akışına dönmeleri önemli.
Uzmanlar, günlerce ders çalışıp yüzlerce soru çözen öğrencilerin yeni dönemde “normal rutinlerine dönmeleri ve bir boşluğa düşmemeleri” konusunda uyarıyor. Eğitimde “sınav odaklı” yaklaşımın sınavı öğrencilerin kafasında “yaşamın tek amacı” haline getirebileceğini belirten uzmanlar, bu durumun hayatı yeniden sorgulamaya sebep olduğunu ifade ediyor.
Sınava hazırlık sürecinin uzun ve stresli bir dönemi kapsadığını hatırlatan uzmanlar, “Öğrenciler nitelikli bir liseye yerleşmek için ciddi bir performans sergilemeleri gerekiyor. Çünkü ciddi rekabetin olduğu tabloda herkes bir adım öne çıkmak istiyor. Adayların yoğun çalışma tempolarının yanında ebeveynlerin beklentileri ve sınava yükledikleri anlamda bu noktada devreye giriyor. Aşırı motivasyon yüklenmesi öğrencileri daha fazla yorabiliyor. Uzun soluklu bu yarış adeta ‘hayat memat’ meselesi haline getirilebiliyor. Bundan dolayı sınav bitince doğal olarak ailelerin ve adayların üzerinde bir yük kalkmış oluyor. Özverili ders çalışmanın ardından bireylerde bir rahatlama olacağı gibi, boşluk hissi de oluşabilir.” diyor.
Kimi zaman sınav sonrasında çocuklarda her şeye karşı “anlamsızlık” duygusu da ortaya çıkabileceğini dile getiren uzmanlar, şunları kaydediyor: “Sınav sonrası LGS’ye giren adaylar rahatlar. Ancak bazen suçluluk ve kızgınlık hali gibi olumsuzluklar da görülebilir. Onların gelecekleri bir bakıma sınavın üzerinde kurguladığı için ‘ben bundan sonra ne yapacağım?’ gibi sorular da sorabilirler. ‘Başarı ve başarısızlık’ arasında gelgitler yaşayan öğrencilere sınavın yaşamdaki hedeflerden sadece biri olduğu bilinci aşılanmalıdır. Yaşam onların gözünde değerli kılınmalı, sınavların hedeflere ulaşmak için birer araç olduğu vurgulanmalıdır.”
8’inci sınıf öğrencilerinin aynı zamanda ergenlik evrelerinde olduklarını dile getiren uzmanlar, bu dönemin kimi vakit sancılı geçebileceğini aktarıyor. Ergenlik çağındaki çocukların desteklenmesi gerektiğini anlatan uzmanlar, şöyle devam ediyorlar: “Çocuklar bu dönemde daha sorgulayıcı ve eleştirel olabilirler. Kişiliğini bulma veya kendini kanıtlama gibi davranışlar sergileyebilirler. Onların bu tutumları daha hoşgörülü karşılanmalıdır. Spor, sanat veya müzik gibi; yetenekleri oldukları alanlara yönlendirilebilir. Hayatlarına zenginlik katabilecek kitapları okumaları sağlanabilir. Öğrenciler sınavda beklenen başarıyı göstermeyebilirler. Ailelerin bu durumda da onların yanında yer almaları şarttır. ‘Biz sana güveniyoruz’ diyerek birlikte başarının yolları araştırılmalıdır.”
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Özel Adana Marmara Okulları olarak ‘milli ve manevi’ değerlerine bağlı bir nesil yetiştiriyoruz.
