Uzun yaz tatili sonrası çocukların okula fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak hazır edilmesi önemlidir. Yeni eğitim- öğretim dönemi pek çok çocuk için heyecanlı olsa da bazıları için endişeli ve sancılı olabilir. Bütün bir tatil boyu gönüllerince eğlenen, istedikleri oyunları oynayan, televizyon izleyebilen çocukların bu alışkanlıklarını bir anda sınırlayıp belli başlı kuralları olan okula uyumları zor olabilir. Doğal olarak bu dönem aileler ve öğretmenleri için de stresli ve yorucu olabilir.
Okula gerektiği şekilde hazırlık yapılmadığında çocukta “okula gitmekte isteksizlik, uyku düzeninde bozulma ve derslere adaptasyon” gibi zorluklar ortaya çıkabilir. Kıyafetlerin ve kırtasiye malzemelerinin alınmasından servis ayarlanmasına kadar pek çok detayı olan “okula dönüş” sürecinin sorunsuz geçmesi için ön hazırlıkların yapılması şarttır. İşte çocukların okula sağlıklı bir başlangıç yapmaları için atılması gereken adımlar…
Tatilin son günlerinde çocuğun ruhsal ve bedensel sağlığı gözden geçirilmelidir. Ders başı yapılmadan bir sağlık merkezinde çocuğun göz, diş ve kan testi gibi kontrolleri yapılmalıdır. Olası sağlık sorunlarına karşı tedavi yolları aranmalıdır. Çocuğun fiziksel ve psikolojik olarak eğitime hazır olması önemlidir.
Çocuğun okulda ihtiyaç duyacağı eşyaların hazırlığı son güne bırakılmamalıdır. Okullar açılmadan önce kitap, defter ve kılık kıyafet ihtiyaçları karşılanmalıdır. Çocukla birlikte okul alışverişine çıkılmasına özen gösterilmelidir. Okul eşyalarının seçiminde çocuğun tercihlerinin dikkate alması onu değerli kılacak ve mutlu edecektir.
Tatil günlerinin geçirildiği uzun yaz aylarında ailelerin uyku ve yemek düzeni değişir. Tatil bitmeden en az bir hafta önce çocukların özellikle kahvaltı ve uyku saatleri yeniden planlanmalıdır. Okul programı dikkate alınarak uyku saatleri yeniden programlanmalıdır. Bu, onun uykusuzluk problemi yaşamamasını sağlayacaktır. Ayrıca okul başarısında tartışmasız bir değere sahip kahvaltı ihmal edilmemelidir. Çocuklar kahvaltılarını yaptıktan sonra okulla gönderilmelidir.
Çocuğun oyun ve eğlence saatleri yeniden belirlenmelidir. Tatil boyunca arkadaşlarıyla oyun için geçirdiği zamanın veya televizyon, tablet, bilgisayar ve telefon gibi dijital araçları kullanım sürelerinin sınırları çizilmelidir. Bu düzenleme okullar açılmadan önce belli bir zamana yayılarak yumuşak bir geçiş yapılması doğru bir adım olur. İlk ders zilinin çalmasıyla birlikte çocuğa öncelikleri konusunda sohbet edilmesi doğru ve verimli bir yöntem olacaktır.
Çocuğa özel odasında veya evdeki uygun bir bölümde çalışma alanı oluşturulmalıdır. Onun tercihleri doğrultusunda masada kitaplar ve kalemler dizayn edilmelidir. Evde çocuğun planlı ders çalışma hususundaki motivasyonu artırılmalıdır. Öğrenme becerilerinin gelişmesi sık tekrar ve sabır ister. Ebeveyneler, öğrencilerin ders çalışma, kitap okuma ve oyuna yönelik bazı etkinliklerine katılarak öğrenme süreçlerini daha keyifli hale getirebilirler.
Kişilerin sadece akademik başarılarına göre değerlendirilmesi hatalı bir yaklaşımdır. Beklentilerin yalnızca “ders başarısı” ile ölçülmesi onlarda “başarısız olma kaygısını” geliştirebilir. Ödüllendirme ve cezalandırmanın “ders başarısına” endekslenmesi doğru bir tutum değildir. Eğitim sürecinde anne babalar çocuklarına daha fazla vakit ayırmalılar. Onların karşılaştıkları sorunların çözümüne destek sunmalılar. Çocukla sık sık sohbetler yapılmalı, özgüvenlerini artırıcı davranışlar sergilenmelidir. Özellikle yeni okula başlayan bireylerde uyum sorunları görülebilir. Bu nedenle çocuklara okulun aynı zamanda arkadaşlar, öğretmenler ve sosyal aktivitelerle keyifli vakit geçirilen bir yer olduğu bilinci aşılanmalıdır.
Zaman zaman okul yönetiminden veya sınıf öğretmeninden öğrencilerin eksikleriyle ilgili bir takım talepler gelebilir. Okuldan istenen belgeler veya gerekli olan malzemeler zamanında karşılanmalıdır. Bu çocuğun derse ilgisini yükseltir ve eğitim sürecini kolaylaştırıcı bir etki oluşturacaktır.
Eğitimde sağlıklı “okul ve aile ilişkisi” çocuğun başarısını olumlu etkiler. Bu açıdan ailelerin çocuklarının öğretmenleriyle iletişimi önemlidir. Anne-babalar özellikle okul öncesi veya ilköğretim birinci sınıfa başlayan çocuklarının öğretmenleriyle mutlaka tanışmalılar. Öğrencinin başarısı için anne ve babalardan beklentiler yerine getirilmelidir. Ayrıca okul toplantıları ihmal edilmemelidir.
Eğitim-öğretimin ilk haftası özellikle okula yeni başlayan çocuklar için heyecanlı ve kaygılı bir dönemdir. Bazen çocuk okula gitmeyi reddedebilir. Okulların başlangıcında büyükler çocuklara daha fazla vakit ayrılmalıdır. Onların endişeleri ve okula adaptasyonları için yanlarında olduklarını hissettirmeliler. Okul dönüşü karşılanıp gününün nasıl geçtiği, ders ve arkadaş ortamına ilişkin duygu ve düşüncelerinin alınması yararlı olacaktır.
Çocuğun okul dışı saatleri de planlanmalıdır. Okula gidiş ve dönüşlerde servis hizmeti alınacaksa bu konuda uyulması gereken koşullar hakkında bilgilendirilmelidir. Ayrıca trafikte uyulması gereken kurallar öğretilmelidir.