Gelişen teknoloji ve internetin yaygınlaşması bilgiye ulaşmayı kolaylaştırıyor. Artık her evde bir bilgisayar, yediden yetmişe bireylerin elinde akıllı telefonlar aracılığıyla bölge, ülke ve dünyadaki gelişmeler daha yakından izleniyor. Sosyal medya platformları ve diğer dijital haber kanallarıyla herkes her şeyden haberdar olabiliyor. Arama motorlarında istenen bilgilere rahatlıkla ulaşılabiliyor. Karada, denizde, havada insanlar adeta iletişim yağmuru altında… Zihinler daha meşgul, gözler daha yorgun… Peki güçlü bir hafıza ve hızlı öğrenmeye nasıl sahip olunabilir? Marmara Okulları sizler için sıraladı.
Acaba bu yoğun enformasyon sağanağı beyni nasıl etkiliyor? Unutkanlık artıyor mu? Evet, pek çok kez okuduğumuz, izlediğimiz veya dinlediğimiz hususları unutmak istemeyiz. Bu bilgilere gereksinim duyup tekrar hatırlamak istediğimizde güçlük çekebiliyoruz. Normal dozda bir unutkanlık her bireyde olabilir. Ama bu durum kronik hale geldiğinde sorun oluşturur. O zaman öğrenme güçlükleri ortaya çıkabilir. Bu ise kişide özgüven, moral ve motivasyonu düşürebilir. Günümüzde bu sorunun çözümüne yönelik ciddi bilimsel araştırmalar yapılıyor.
“Hızlı öğrenme ve güçlü hafıza teknikleri” konusunda dikkat çekici ilerlemeler yaşanıyor. Çağımızın ileri teknolojisi olan “yapay zekâyı” üreten insan beyni mükemmel fonksiyonlara sahiptir. Beyin; kafatasının içinde beyin zarları ile örtülüdür.
İki yarım küre biçiminde sinir kütlesinden oluşur ve duyum ve bilinç merkezlerinin yer aldığı bir organdır.
Büyük bir öneme sahip olan hafıza; hayat boyunca yaşananları zihinde depolar. Bilgi, yeniden üretme, tecrübe ve hatırlama yeteneğidir. Saklanan bilgiler gerek duyulduğunda kullanılır. Çoklu fonksiyonlara sahip hafıza doğru yöntemler kullanılarak geliştirilebiliyor.
Harvard Üniversitesi’nce hazırlanan “Hafıza nasıl çalışır?” başlıklı makale ilginç detaylar içeriyor. Makalede hafızanın “nasıl çalıştığı” konusu “kodlama, depolama ve geri çağırma” diye üç aşamada ele alınıyor.
Kodlama: Bilginin nasıl öğrenildiğini tanımlar. Hatırlama sürecinde büyük rol oynar. Kodlanan bilgiye eklenen unsurlar anımsama ivmesini yükseltir.
Depolama: Beyinde ne düzeyde bir bilginin, nerede ve ne kadar süreyle depolandığıyla ilişkilidir. Hafıza ‘kısa’ ve ‘uzun’ dönemli bellek özelliğine sahiptir.
Geri Çağırma: Kişinin hatıralarına ve öğrenmelerini nasıl gerçekleştirdiğine yöneliklik bir yetenektir. Beyin bu işlevi yerine getirmek için “anımsama, biriktirme, ayırt etme ve tekrar öğrenme” gibi farklı metotlardan yararlanıyor. Beyin bu uygulamaları dışarıdan aldığı komutlar, uyarılar veya sinyalleri dikkate alarak eyleme geçiriyor.
Bilimsel çalışmalar “hatırlama ve hafızaya” dair her gün yeni aydınlatıcı veriler paylaşıyor. İnsan beynin “hipokampus” diye isimlendirilen bölgesi öğrenilen bilgiyi veya deneyimi uzun süreli belleğe geçip geçmeyeceğini belirliyor. Bu noktada öğrenme süreci önemlidir. Öğrenme anında “doğru kodlama” teknikleri sayesinde “hipokampus bölgesi” öğrenilen bir bilgiyi daha fazla değerli görebilir. Bilgiler arasındaki çağrışımlarla daha uzun süre bellekte tutulabilir. Anımsamayı kolaylaştırmak için “nimonik araç (mnemonic device)” diye bilinen “hızlı öğrenme ve güçlü hafıza tekniklerinden” yararlanılabilir. Bu yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
Kısaltma; bir cümlenin veya kelimenin bazı harflerle kısaltılmasıdır. TDK’ya göre akrostiş; her dizenin ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okunduğunda ortaya bir söz çıkacak bir biçimde düzenlenmiş manzumedir. Edebiyat, fizik, kimya, biyoloji, matematik… Eğitimin yanı sıra hayatın pek çok alanında ezber gereken zorunluluklar olabilir. Bu durumda hafıza teknikleri arasında sayılan kısaltma ve akrostişlere başvurulabilir. Komik, ilginç, renkli ve kısa akrostiş ve formüller daha kolay hatırlanabilir. Akılda kalıcılığı kolaylaştırabilir. Buna metoda; öğretmenlerin derslerde sıklıkla öğrencilere önerdikleri “FıSTıKÇı ŞaHaP” örneği verilebilir.
Bazı araştırmalar not almanın daha uzun süre “akılda kalıcılığı” artırdığını gösteriyor. Öğrenmek istenen bir konu üzerine çalışırken kâğıda not aldığında odaklanma yoğunlaşır. Dikkat bir noktaya toplanır. Kâğıda yansıtılan kelime, cümle, işaret, simgeler görsel hafızada iz bırakır. Bu da hatırlamayı hızlandırır.
Hafıza sarayı tekniği; fiziksel bir alanın hafıza sarayı olarak konumlandırılmasını hedefler. Loci yöntemi olarak da bilinen bu yaklaşım; bilgileri sembolize eden görsellerin zihinsel sarayda farklı adreslere yerleştirmeyi tasarlıyor. Örneğin; her gün işe veya okulla gidilen bir yolu düşünün… Bu yolda dikkati çeken unsurlar zihne fotoğraflanır. Hatırlanmak istendiğinde daha önce belirlenin rotalar veya bilgilere başvurulur. Güç gibi görünen bu metot güçlü bir hafızaya sahip olmaya kaktı sunacaktır.
Zaman zaman tekrar yapmak bilgileri zihinde pekiştirir. Düzenli aralıklarla tekrar faydalıdır. Bu kişinin hatırlama kapasitesini güçlendirir. Örneğin; yeni bir dil öğrenilmek istendiğinde kelime hazinesini geliştirmek için sık tekrar edilmesi başarı oranını yükseltecektir.
Öğrenilen bilgilerin başkalarıyla paylaşılması hafızada kalıcılığı artırır. Bilgi kanallarının çoğaldığı, içerik oranının arttığı ve dikkat dağıtıcı unsurların yaygınlaştığı bir çağda bol kitap okumak zihni canlı tutar, odaklanma sorununu çözer. Ayrıca hızlı öğrenme ve hafıza kapasitesini geliştirme sürecinde; yeni şeyler öğrenme isteği, ertelememe, harekete geçme, hedef belirleme gibi motivasyonlar da göz ardı edilmemelidir.